Hüda Kaya’nın 27 Ekim TBMM Genel Kurulda Yaptığı Konuşma “Referanslarını Saraylardan Alanlar Bizlere Din Öğretemezler.
Konuşmacı: HÜDA KAYA Seçim Çevresi: İSTANBUL
Tutanak Metni:
HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar konumuz tarımla ilgili ama gündem o kadar sıcak ki... Ve bir AKP
klasiğiyle daha karşı karşıyayız. Dolar, altın pik yapmış, piyasalar dibe vurmuş,
saraylarda ejder meyveleri yenirken evine ekmek götüremeyenlere keyif çayı atılan bir
gündemde, gündemi saptırma noktasında çok başarılı bir AKP klasiğiyle daha karşı
karşıyayız.
Savaş politikaları, nefret politikaları, saldırılar... AKP iktidarında her gün yeni bir
hedef ortaya konuyor. Yeter ki içerideki çökmüşlük, çürümüşlük, batmışlık, iflaslık
durumları halkın gündeminden saptırılsın. Şimdi de bir Fransa, bir Macron ve bir de
inançların saygınlığına sahip çıkmak, İslama sahip çıkmak iddiasıyla gündemler
doldurulmaya çalışılıyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Ne yapacağız? Bu zulüme...
HÜDA KAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, inançlara sahip çıkmak ise önce bizim
kendi içimize bakmamız gerekiyor. Biz nefret politikalarının en derinlerine AKP
döneminde, Türkiye'de her gün, her saat şahit olmaya devam ediyoruz. İnsanlar
kimliklerinden ötürü, Kürt kimliğinden ötürü helikopterlerden atılıp öldürülürken,
Alevilerin kapılarına çarpı işaretleri konulurken, "Affedersiniz Ermeni." diye insanlar
tahkir edilirken, kendi mezhep kimliğinden dolayı evladını kaybetmiş anneler alanlarda
yuhalatılırken nefret politikasının ne demek olduğuna biz Türkiye'de, AKP döneminde
yeterince şahit olduk.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Ne alakası var ya?
HÜDA KAYA (Devamla) - Dine sahip çıkmak, inançlara sahip çıkmaksa mesele -
bakın, yarın Mevlit Kandili diye Mevlit Kandilleri kutlanıyor, Peygamberin doğum yıl
dönümleri anılarak kutlanılmaya çalışılıyor- bu ülkede ana dilinde mevlit verdi diye bir
insan, bir hoca zindanlarda ölüme terk edildi ve defnedilmesini bile yasaklar hâle
getirdiniz. "Diller ve renkler Allah'ın ayetidir." derken Muhammed Peygamber, siz onun
getirdiği mesajlara savaş açtınız.
Muhammed Peygamber adaleti, barışı sevgiyi, insanlığı, özgürlüğün mesajını bize
getirdi.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Hazreti Muhammed de.
HÜDA KAYA (Devamla) - Sizler tabii ki, dünyaya, İslam dünyasına ve topluma
kendinizi İslam'ın bekçisi gibi, İslam'ın temsilcisi gibi iddia edebilirsiniz, böyle popülist
politikalarla kendinizi ifade edebilirsiniz ama Türkiye'de yaşadığımız bir gerçeklik var.
Fransa'yı taşlıyorsunuz, Fransa'ya saldırıyorsunuz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Ne yapacağız?
HÜDA KAYA (Devamla) - Ben başta toplumumuza, bizi izleyen halkımıza, iktidara ve
bütün muhalefet çevrelerine şunu ifade etmek istiyorum.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Konuşmanız Fransız Macron'u destekliyor ya, yazık, Hüda
Hanım siz yapmayın bari ya.
HÜDA KAYA (Devamla) - Yolda, yolun ortasında başı kesilerek katledilen bir insan
var orada. 7 binden fazla tespit edilmiş tecavüze uğrayan cariye, köle pazarlarında
satılan Ezidi kadınlar var. Kafesler içerisinde canlı canlı yakılan bizim, Türkiye'nin
askerleri var. Kafaları, kelleleri koparılan insanlar var. Hangi İslam'a karşısınız? IŞİD'in
İslam'ına mı? El Kaide'nin İslam'ına mı? Taliban'ın İslam'ına mı? Muhammed
Peygamber'in İslam'ına? "Muhammed Peygamber'in İslam'ına sahip çıkıyoruz."
diyorsanız barışa teslim olacaksınız, barışa sahip çıkacaksınız.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - PKK'nın kitapsızlığına karşıyız.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Müsaade et, müsaade et.
HÜDA KAYA (Devamla) - "Muhammed Peygamber'in İslam'ını savunuyoruz."
diyorsanız adaleti tesis edeceksiniz, özgürlükleri gerçekleştireceksiniz. Bu ülkeyi huzur
ülkesi, barış ülkesi hâline getirmek zorundayız. Eğer kendimizi Muhammed
Peygamber'e isnat ediyorsak bizler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın.
HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bunları saldırmak için söylemiyorum. Muhammed Peygamber'in
doğum yıl dönümünde bütün halkımıza eğer bunu gerçekten tebrik etmek istiyorsanız
önce ibadet olan adaleti tesis etmek bu ülkede yönetim ehliyetini elinde bulunduranların
sorumluluğudur. Bunu yapmıyorsanız vebal altındasınız. İnsanlar sizleri eleştiriyor diye
yüz binlerce insan işinden, ekmeğinden, mesleğinden ediliyor, açlığa mahkûm
ediliyorsa sizler bunun vebali altındasınız. Bir muhasebe fırsatı, tekrar bir muhasebe
yapalım. Barışı, adaleti, özgürlükleri ülkemizde gerçekleştirelim, bütün inançlara saygı
duyalım, bütün dillere saygı duyalım.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Yorumlar
Yorum Gönder