Ana içeriğe atla

Sendikamız üyesi Güven Boğa’nın yanındayız






Adana'da bir radyo programına katılan yerel gazeteci Zeki Kızılkaya'nın üyeleri Güven Boğa'yı hedef almasını kınayan Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Bozkurt, Boğa'nın yanında olduklarını belirtti, hukuki süreci takip edeceklerini söyledi.


Adana’da bir radyo programına katılan yerel gazeteci Zeki Kızılkaya CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın görevden alınarak yerine kayyım atanabileceği yönünde açıklamalar yaptı. Kızılkaya daha sonra sözü önceki dönem KHK ile ihraç edilen Güven Boğa’ya getirdi. Boğa’nın halen Zeydan Karalar’a fiili olarak danışmanlık yaptığını öne süren Kızılkaya, “danışman ekibinde yer alıyor, nerede buluştuklarını da biliyoruz” dedi. Güven Boğa’nın yasadışı örgütlerle ilişkisi olduğunu öne süren Kızılkaya, Adana’da HDP desteği olmasa seçimi kazanamayacağını söylediği Karalar’a yönelik olarak, “Ayağını denk al, bunu bir ön sezi, ön uyarı olarak kabul edin. Terörle iç içe olan kişilerle birlikte olmanız sizi iyi bir yere götürmez. Sonra Adana Büyükşehir Belediye Başkanı görevden alındı yerine kayyım atandı denilmesin” şeklinde konuştu.

TÜM BEL-SEN: ÜYEMİZ BOĞA'NIN YANINDAYIZ

Yaşananlara dahil KESK / Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklama şu şekilde

Dün, Adana da yerel basından Zeki KIZILKAYA adlı şahsın bir radyo programında sözde Adana ile ilgili günceli paylaşma adına katıldığı programda ki iddialarını üzülerek izledim.
Söz konusu şahıs, Girizgahtaki tanımla uzaktan yakından ilgisi olmadığını asılsız, bilgisiz, oradan
buradan duydukları, gerçekle ilgisi olmayan iddiaları ile maalesef teyit etmiştir.
Sendikamız üyesi, Güven BOĞA hakkında mesnetsiz, hukuksuz ve kişilik haklarına da saldırı
niteliğindeki açıklamaları, bu şahsın mesleki açıdan varsa kaybolan prestijini bırakın yeniden
kazanmasını, bir daha geri gelmeyecek biçimde yitirmesidir.

Adalet, Demokrasi, kişi hak ve hürriyeti gibi anayasal kavramlardan da bihaber olduğu ve
hukuksuzluğu meşrulaştırmak isteği ancak psikolojik bir rahatsızlık olarak tanımlanabilir.
Çünkü açıklamaları izleyince yapılan açıklamaların gerçeğin peşinde olması gereken bir gazetecinin
davranışı olamaz, eğer gazeteci ise de yakışmaz .Çünkü gazeteci, Demokrasiyi, Adaleti, Hukuku savunur. Muhalif de olabilir, âmâ gerçeğin yanında olmak zorundadır.

Güven BOĞA’ ve on binlerce KHK ile mesleğinden, işinden, arkadaşlarından, ekmeğinden edilmiş
kamu emekçilerinin bu durumuna sevinmek onu meşrulaştırmak hiç de insani bir davranış değildir.
On binlerce hukuksuzluğa uğramış mağdurun ahını almak, KHK’yi Hukuki bir işlem olarak görmek ise
ayrıca cehalettir.

KHK ile ihraçların ilk duyulduğunda dönemin adalet bakanı Bekir Bozdağ, yaptığı açıklama da ihraç
işlemlerinin bir İdari işlem olduğunu basın toplantısında ifade etmiştir. Sonrasında yine hükümet
tarafından Ohal İnceleme  Komisyonu  kurularak bu dosyaların yeniden incelenmesi, bu da yetmez komisyon un olumsuz kararlarına itiraz için yargı yolu, yani hukuk devreye sokulmuştur.
Yani tek başına KHK ile yapılan ihraç bir suçun sonucunda oluşmuş bir işlem olarak algılanamaz, bu
konudaki sonucu ortaya çıkaracak olan tek merci Yargı’dır. Kaldı ki üyemiz Güven Boğa’nın sendikal
faaliyetlerinden suç çıkarmak için açılan onlarca dava yine beraatla sonuçlanmış, hukuk bu konuda
son sözü söylemiştir. Hal bu iken, bu kadar basit bir süreçten ve işlem den dahi bi haber olan bu sahsın, düşmanlaştıran,suçlayan, kişisel hakları yok sayan, asılsız gayri ahlaki ve hukuksuz iddiaları kabul edilemez. 

Bu konuda sendikamız üyesi Güven Boğa’nın yanında olduğumuzu, başlatılacak yargı sürecini de birlikte takip edeceğimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak isterim.
Gerçek gazeteci Demokrasiyi savunur, Demokrasi dışı her türlü girişim ve uygulamanın karşısında
olur. Nasıl bir kin ve nefretlik ruh halidir ki, Adana halkının sandıktan çıkan siyasi iradesini de yok
sayarak, kendisini koymak istediği yerin ne olduğunu karıştırmış olacak ki, Adana’nın seçilmiş
Büyükşehir Belediye Başkanını Kayyım ataması tehditiyle uyardığını söyleyebiliyor.
Birincisi seçilme ehliyetine sahip olmuş, YSK nın onayını almış, halkın tercihi ile sandıkta seçilerek
göreve gelmiş belediye başkanları idari işlem ile değil, yargı yoluyla ancak görevden uzaklaştırılır.
Sonrasındaki yasal süreç yine belediye kanunu ile ayrıca kelime kelime tarif edilmiştir. Bunun dışında
yapılacak her türlü girişim Demokrasiye darbedir.. Dolayısıyla Sayın Zeydan Karalar’a buradan yapılan gönderme, hele hele Kayyım tertiplemek Adana halkının iradesini yok saymak,
tanımamaktır. Her iki olayda da kullanılan ifadeler, basın özgürlüğü veya ifade özgürlüğü olarak kabul edeceğimiz bir durum değildir.
İnsanlığın salgın belası ile mücadele ettiği bu günlerde birlikte dayanışma içinde olmamız ve bu salgın
belasından kurtulmamız gerekirken, toplumu yanlış, kirli bilgilerle bilerek yönlendirme ve kişileri
hedef gösterme sıradan bir olay olmasa gerek.
Dün olduğu gibi yarın da başta üyelerimiz olmak üzere haksızlığa uğramış tüm mağdurların yanında
olmaya, hak ve hukuklarını savunmaya, Emek, demokrasi, adalet eşitlik ve özgürlük taleplerimizi
haykırmaya, sınıfsal tercihimizin bize yüklediği bir görev, sorumluluk olarak görerek sürdürmeye
devam edeceğiz. 

Kızılkaya’nın sözlerine tepki gösteren Güven Boğa ise çarşamba günü konu hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

  (SES) Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (AKSARAY ŞUBE) tarafindan  Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşanan,  sağlık çalışanlarına yapılan şiddet kınandı. İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesinde;  sağlıkçılar şiddete karşı yürüdüler.   Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşanan,  sağlık çalışanlarına yapılan şiddet kınandı.
  Hüda Kaya’nın 27 Ekim TBMM Genel Kurulda Yaptığı Konuşma “Referanslarını Saraylardan Alanlar Bizlere Din Öğretemezler. Konuşmacı: HÜDA KAYA Seçim Çevresi: İSTANBUL Tutanak Metni:     HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.     Değerli arkadaşlar konumuz tarımla ilgili ama gündem o kadar sıcak ki... Ve bir AKP klasiğiyle daha karşı karşıyayız. Dolar, altın pik yapmış, piyasalar dibe vurmuş, saraylarda ejder meyveleri yenirken evine ekmek götüremeyenlere keyif çayı atılan bir gündemde, gündemi saptırma noktasında çok başarılı bir AKP klasiğiyle daha karşı karşıyayız.     Savaş politikaları, nefret politikaları, saldırılar... AKP iktidarında her gün yeni bir hedef ortaya konuyor. Yeter ki içerideki çökmüşlük, çürümüşlük, batmışlık, iflaslık durumları halkın gündeminden saptırılsın. Şimdi de bir Fransa, bir Macron ve bir de inançların saygınlığına sahip çıkmak, İslama sahip çıkmak iddiasıyla gündemler doldur...
  “BU İNAT NİYE?” ADANA- CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, pandemiyle mücadele kapsamında daha önce de gündeme getirdikleri ‘kapalı köy okullarının açılması’ önerisini yeniden gündeme taşıyarak “Bir Cumhuriyet projesi olan köy okullarının açılmamasındaki ısrarın nedenini anlayamıyoruz. Bu inat niye?” diye sordu. Sümer, yaptığı yazılı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı’nın aylardır üzerinde çalışmasına karşın eğitim sistemini pandemi koşullarına hazır edemediğini belirtti. Ana sınıfı ve ilkokul 1. sınıflara haftada iki gün okulda, 3 gün evde online; ilkokul 2.3.4. sınıflar ile ortaokul ve liselerde EBA üzerinden online uzaktan eğitim verilmeye başlandığını hatırlatan Sümer, “EBA sistemi milyonlarca öğrenciyi ve öğretmeni kaldıramadı ve çöktü. Çökmese bile ciddi sayıda öğrencide bilgisayar ve internet halen yok” dedi. “EBA SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL” Sümer, yeterli altyapı çalışması yapılmadığı için EBA sisteminin sürdürülebilir olmadığını belirterek “Örneğin bir evde 2 öğrenci var. Bu ev...